Aylık Okumalar

Her ay düzenli olarak okuduğum kitapları bu alanda sizlerle paylaşacağım. Sizin de içlerinden okuduğunuz ya da okumayı planladığınız kitaplar varsa yorumlarınızı okumak çok isterim. Birlikte kitaplar üzerine de konuşabiliriz.

Kendi yorumlarımı paylaşacağım kitaplarla ilgili ne hissettirdi, ne düşündürdü, en beğendiğim cümleler gibi kısımları da ekleyerek.

O zaman başlayalım;

Haziran 2025 Aylık Kitap Okumalarım

Nohut Oda – Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in kalemini gerçekten çok seviyorum. Öykü sevenler için Melisa Kesmez’in neredeyse tüm kitaplarını önerebilirim (okumadıklarımı öneremiyorum tabii ki).

Nohut Oda kitabında Melisa Kesmez, genel anlamda bitişlerden bahsediyor. Kitabın en arka tarafında kitaptan bir alıntı paylaşmak isterim;

‘’Elini sürmediği bahçe gözlerinin önünde yabana dönmüş, böylece kendisinden sonra ne hale geleceğini görmüştü. Gözü arkada kalmayacaktı. Hayatta kalmayı başaranlar da bakacaklardı kendi başlarının çaresine. Konuşmuştu hepsiyle. Anlatmıştı uzun uzun. İnsanla nebatat arasında küslük olmazdı ya zaten. Anlarlardı onu. Bakarsın duvarı aşar da ormana karışırlardı, o zaman her şey çok daha kolay olurdu. Hem zaten onlara inancı büyüktü. Kurudu sanırdın, iki damla yağmurla, hop, yeniden yeşerirlerdi.’’

Bitişler, başlangıçlar. Aslında çok basit görünen bir konuyu öyle güzel anlatmış ki.

Sonuna kadar kesinlikle öykü severlerin okuması için önerdiğim bir kitap olacak.

Afrikalı Leo – Amin Maalouf

‘’Bir berberin sünnet ettiği, bir papanın vaftiz ettiği’’ cümlesi bu kitabın en meşhur cümlelerinden biri.

‘’Hasan ibn Muhammed el-Vezzan ez-Zeyyati namıdiğer Giovanni Leone de Medici’nin aynı zamanda Afrikalı Leo’nun öyküsü.’’

Kitap aslında gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış ancak hem gerçek hem düşsel öğeleri fazla. Kitabı okurken tarihi olaylar arasında geziyorsunuz ve birçok ülke hayal edebilme şansına erişiyorsunuz. İtalya, Cezayir, Fas, Osmanlı, Afrika gibi birçok yere gidip geri dönüyorsunuz. Buralarda gezerken de aslında kendi tarihlerine de tanıklık etmiş oluyorsunuz ana karakterimizle birlikte.

Amin Maalouf’un yazmış olduğu kitaplar arasında benim ilk okuduğum kitap oldu ve uzun süredir de merak ediyordum Afrikalı Leo’yu. İyi ki de okumuşum. O dönemde yaşananlar, ana karakterin başından geçenler o kadar güzel tarihle öykü anlatıcılığı içinde harmanlanmış ki gerçekten siz de bir üçüncü göz olarak o yaşantının içindeymişsiniz ve her şeye tanıklık ediyormuşsunuz hissi veriyor.

Günübirlik Hayatlar – Irvin D. Yalom

Psikolojik kitaplar okumayı her ne kadar çok sevsem de, Günübirlik Hayatlar kitabını okumak biraz zor oldu benim için. Yazarın anlatış şekli gayet basit ve kitap çok akıcı ancak konu hep ölüm üzerine. Konu ölüm üzerine olunca, insanların yaşadıkları hayatlar, içinden geçtikleri duygular biraz daha ağırlaşıyor. Ölüm zaten başlı başına hepimizin gündelik hayatlarımızda unuttuğumuz ancak her daim önümüzde olan bir gerçek olmasından kaynaklı, bu gerçeği kitap sürekli hatırlattığı için kendi adıma biraz zor ilerledi.

Kitapta birçok gerçek hayat öyküsüne tanıklık edebiliyoruz. Anlamlı bir yaşam sürdürmek için ve ölüm gerçekliğini kabul etmemiz için yaşamamız gereken duygulardan da bahsediliyor.

Ölümü kabullenmek ve hayatı doyasıya yaşamak için bunun bir fırsat olduğu düşüncesi de gelmişti aklıma. Sonun ne zaman geleceğini bilmeden doyasıya yaşamak, hayattan zevk almak ve ‘’an’’lar biriktirmek aslında bu yaşamı yaşanılır kılan yegane şeylerden.

Kitabı kesinlikle öneririm ancak hayatının biraz daha karamsar bir döneminde olan okurlar için belki biraz daha ertelenebilir.

Sizler okudunuz mu bu kitapları? Neler düşünüyorsunuz? Okumayı planladığını kitaplar var mı içinde?

Değerli yorumlarınızı bekliyorum.

Herkese iyi okumalar.

© Satır Defteri 2025

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir